Liverpool'da mutlaka görülmesi gereken bir yer varsa o da Royal Albert Dock'tur. Şehir merkezine sadece kısa bir yürüyüş mesafesindeki bu anıtsal depo kompleksi, eskiden kargo yüklü yelkenli gemileri ağırlıyordu. Günümüzde, Dünya Mirası sahili önemli bir turistik cazibe merkezidir. Bu koleksiyon, ülkenin en büyükleri olan 1. Dereceden koruma altındaki binaların, ev mağazalarının, barların ve restoranların yanı sıra Uluslararası Kölelik Müzesi, Tate Liverpool ve The Beatles Story gibi birinci sınıf müzelerden oluşan bir koleksiyondur. 1846'da açılan Albert Dock, dünyanın en büyük müzesiydi. Her yerden kargo gemilerini çeken ilk yanmaz iskele sistemli depo. Diğer rıhtımlardan daha güvenli olduğundan pamuk, çay, ipek ve tütün gibi değerli yüklerin depolandığı önemli bir yer haline geldi. Fakat bu başarı uzun sürmedi. Açıldıktan sonraki 20 yıl içinde düşüşe geçti ve 1970'lerde nihayet kapandı. 1982 yılında yapıyı eski ihtişamına kavuşturma planları başladı. Depolar yenilendi ve birkaç yıl sonra Denizcilik Müzesi ve The Beatles Story ortaya çıktı. 50 yıl ileri sardığımızda Royal Albert Dock, her yıl dört milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan Liverpool'un en ikonik simge yapılarından biridir. 2018 yılında Liverpool'un denizcilik tarihindeki önemli rolü nedeniyle 'Kraliyet' unvanına layık görüldü. Ve rıhtımda her zaman futbol turnuvaları, canlı müzik ve aile dostu gösteriler gibi bir şeyler oluyor. Üstelik bağımsız mağazalardan ve hediyelik eşya duraklarından bayılana kadar alışveriş yapabilirsiniz. Yemeğe gelince, sevimli kafelerden lüks et lokantalarına kadar herkese uygun bir şeyler var. Ve hem yerli halk hem de turistlerin modern kokteyl barlarına akın etmesiyle mekan geceleri canlanıyor.