Dominik Cumhuriyeti Hakkında
Dominik Cumhuriyeti Karayip adalarının coğrafik anlamda en çeşitli adalarından biridir; bu ada büyüleyici bir dağ manzarasına, büyüleyici çöl çalılıklarına, kolonyal mimariyi hatırlatan yapılara ve bir sürü sahile sahiptir.
Geçmiş & Günümüz
Ülkenin bir hız treni kadar inişli çıkışlı geçmişi şehirlerin ve kasabaların bugünkü halini almasında büyük katkı sağlamıştır. 16. Yy’da Meksika ve Peru istilacılarıyla (Conquistador) dolu olan Santo Domingo’nun Zona Colonial meydanında romantik yapıları, eski haline uygun şekilde restore edilmiş manastırları ve parke taşlı caddeleri görebilirsiniz. Zencefilli çöreğin ana vatanı olan Puerto Plata ve Santiago en zengin çağlardan kalmış bölgelerdir ve pek çok abidenin bulunduğu bölge onlarca yıllık kötü yönetimlerin izlerini taşımaktadır; bu bölgede insanlar günümüzde kutlamalar yapmak için toplanırlar. Christopher Columbus’un bulduğu yerdeki yıkıntılardan yepyeni toplumlar ortaya çıkmıştır ve Taino halkının orada bulunduğu dönemde duvarlara oydukları çizimler halen orada durmaktadır.
Neden Dominik Cumhuriyetini Seviyorum?
Yazar: Michael Grosberg
Dominik Cumhuriyetinin kırsal yan yolları, Hindistan cevizi satıcıları, domino oynayan erkekleri ve büyük çalılıkları deniz ülkelerinin çoğunda bulunan özelliklerdir. Ama benim için ülkenin en önemli özelliği günlük köy yaşantısındadır yani burada en çok etkilendiğim şey köylülerin misafirperverliğidir.
Dominik Cumhuriyeti’ne beni sık sık geri getiren şey sahilde yediğim deniz ürünleri, dağ eteklerinde yer alan dükkanlar ve barlardır; burada hayatın akışı yavaşlar ve doğanın güzelliği ile büyülendiğiniz sırada köylülerin sıcacık karşılaması ile karşılaşırsınız.
İnsanlar & Kültür
Dominik Cumhuriyetinin en birleştirici özelliği en mütevazi dükkanlarda bile kulağınıza çalışan müziğidir – bu müziği Santo Domingo şehrinden, kalabalık San Pedro de Macoris ya da kalabalıkların Malecon’a doğru aktığı Puerto Plata gibi şehirlerin hepsinde duyabilirsiniz. Dominik halkı mesai saatleri bittiğinde nasıl eğleneceklerini iyi bilirler ve tüm ülkede Karnavalların olduğuna şahit olur, tüm kasabalarda farklı festivaller olduğunu görürsünüz. Bu aktiviteler kültüre açılan pencereler gibidir ve bu festivallerde hem eğlenmek hem de ziyafetin tadını çıkartma fırsatını bulabilirsiniz.
Kıyı Ülkesi
Dominik Cumhuriyetinin en belirleyici özelliklerinden biri de kilometrelerce uzanan kıyılarıdır – bu kıyıların bazıları beyaz kumlarla örtülü ve palmiye ağaçlarıyla gölgelenmiş sahillerden oluşur, bazılarıysa kayalıklı uçurumlardan, rüzgarların oluşturduğu kum tepeciklerinden ya da durgun kıyı göllerinden oluşurlar. Bir balıkçı köyünün tekneleriyle dolu ya da turistlerin akın akın geldiği turkuaz sulara sahip olsun deniz ülkenin ortak paydasıdır. Eskiden korsanlar cirit attığı bazı körfezler ve koylar şimdilerde göç eden kambur balinalara geçici olarak ev sahipliği yapmaktadır ve büyük parklarda ülkenin doğal mirasları korunmaktadır.
Dağlar & Vadiler
Dominik Cumhuriyetinde şehirlerin ötesinde kırsal araziler yer almaktadır: bu verimli geniş arazilerde yol boyunca otlanan inekleri ve atları ve sırtlarına bir şeyler yüklenmiş eşekleri görebilirsiniz. Ayrıca kırsal kesimin içlerinde Avrupa’daki Alp dağlarına benzer bölgelere ulaşabilir, burada ormanın içinden kıvrılarak akan nehirleri ve büyüleyici şelaleleri görebilirsiniz. Karayiplerdeki beş en büyük zirve Santiago’nun kırsal arazilerinde ve güneybatının uzak çöllerinde yer almaktadır. Bu doğal güzellikleri ile Dominik Cumhuriyeti diğer adalardan farklı olarak hem fiziksel hem de kültürel karmaşayı barındıran bir bölgedir.