Avrupa dünyanın keşfedilmesi en pahalıya mal olan bölgesi. Londra, Paris ve Moskova gibi başkentlerde otel ücretleri oldukça pahalı ve yaşam standardı da aynı şekilde pahalı, 
bu da yemek yemek gibi toplu taşıma biletlerinin ücretlerini de gezginler için oldukça zor erişilebilir kılıyor. 

Fakat bu demek değil ki uygun bütçyle Avrupa’yı gezmeniz mümkün olmasın. Bir sonraki Avrupa gezinizde paranızı koruyabilmeniz için 10 tüyoyu bir araya getirdik.

Gezi Planlaması


gezi planlaması

1. Ücretlere lira olarak göz atın.

Gezmeye başlamadan uzun süre önce otel, kiralık araba  ve uçuşla alakalı olmayan birçok şeyin ücretini Lira olarak öğrenmeye çalışın. Böylece kredi kartı ekstreniz geldiğinde hesapladığınızdan daha fazla bir ücret çıkmaz. Üstelik birçok otel rezervasyonu yapan siteler rezervasyonu yaptığınız andanki Dolar üzerinden sabit fiyat garantisi veriyor.

2. Odak Noktanızı Bulun.

Avrupa gezisini planlarken bir yerden bir yere atlamak yerine bir odak noktası belirleyin ve belirli bir bölgeyi ya da belirli şehirleri keşfedin. Örneğin; 7-8 içerisine Milano, Venedik, Floransa veya Roma rotasını sığdırmak yerine Floransa’da 1 hafta boyunca etrafı gözlemleyerek gezebilir ve komşu şehirlere günübirlik geziler düzenleyebilirsiniz. Sadece otobüste saatlerce oturarak vakit kaybetmekten kurtulmayacak aynı zamanda pahalı tren biletleri ve uçak biletlerinden kurtulacaksınız. Daha fazlası için yavaş seyahat hakkında okuyun. 

3. Müze giriş ücretlerinde tasarruf edin.

Birçok müze haftanın ya da ayın belirli günlerinde veya gecelerinde ücretsiz girişler sağlıyorlar. (Örneğin; Louvre Müzesi Ekim’den Mart’a kadar her ayın ilk pazarında  ücretsiz giriş sağlıyor.) İlgilendiğiniz müzelerin ücretsiz giriş günlerini araştırın ve gezinizi buna göre düzenleyin. 

4. Ücretsiz Eğlenceler Bulun

. Yine benzer bir biçimde halk parklarında ya da kiliselerde ve diğerhalka açık yerlerde verilecek ücretsiz konserleri veya gösterileri takip. Bunları en kolay yerel gazetelerde veya eğlencelerin bilgilendirme broşürlerinde bulabilirsiniz – ya da rastgele dolaşırken denk gelerek.

5. Çoklu giriş kartları satın alın.

Çoğu büyük şehirde müzeler, atraksiyonlar, turler ve toplu taşıma için indirim veya özel sunumlar sağlayan kartlar satılmakta. Bunlar ziyaret etmeyi planladığınız birçok yeri birden kapsıyorsa oldukça karlı olabilir, fakat bunun gerçekten değeceğinden emin olun. Kart 100 Lira’dan fazlaysa ve sadece bir veya iki müzede kullanacaksanız ayrı ayrı ödeme yapmak daha uygun olabilir.

6. Bankadaki ATM’lerden nakit çekin.

Bir ATM sizin için uygun bir döviz kuru açısından  ve faizlerden yana paraya ulaşmanın en karlı yolu olacaktır. ATM’de genellikle işlem ücreti alınıyor (muhtemelen %1-2), fakat döviz bürolarına göre yine daha karlı olacaktır. Yüksek işlem ücretlerinden kaçınmak için bir kerede daha fazla para çekin ve bunları bir para kemerinde ya da otel kasasında saklayın. Para güvenliği hakkında daha fazla bilgi edinmek için ilgili makalemizi okuyun.
Ücra köşelerde tek başına duran, eski, marketlerin içerisinde duran ATM’leri kullanmaktan da kaçınırsanız iyi edersiniz. Bu tarz ATM’ler genellikle daha yüksek işlem ücreti alıyorlar bu yüzden banka yakınlarındaki ATM’leri kullanın. (Hatta mümkünse kendi kartınızın bankasını kullanmayı tercih edin. Bankanızın web sitesini kontrol ederek ATM’leri nerelerde bulunuyor öğrenebilirsiniz.)

7. Kredi kartınızı kullanın.

ATM kartı kullanmanın en iyi yanları muhtemelen kredi kartına da yansıyacaktır, özellikle de döviz kurları. Yine de, kredi kartı şirketlerinin yabancı ülkelerde işlem ücretlerinin genellikle %1-3 arasında değişebileceğini unutmayın. Bu ücretlerden olabildiğince kaçınabileceğiniz kartı seçin. Kredi kartı şirketlerini araştırın ve yurtdışında başınızı en az ağrıtacak yolu bulmaya çalışın.
Yoldayken bir de otelin, restoranın ya da diğer yerlerin kredi kartı ödemesi için ayrıca bir ücret kesip kesmediklerini de önceden öğrenin.

8. Döviz Büronuzu Dikkatli Seçin

gezi

Bir şekilde yine döviz bürosunu kullanmanız gerekecekse havaalanı ve tren istasyonlarındakilerini es geçin, buralarda en kötü kurları sunuyorlar.Bunun yerine, bulabilirseniz bir bankayı tercih edin. Her neredeyseniz o anki işinizi(taksi kullanmak,
olağanüstü bir durum ya da bir satın alma gibi) halledecek kadar para çevirin ve en kısa sürede bir ATM’ye ulaşmaya çalışın. 

9. Nakitle dolaşmayın.

Parayı çevirmeden önce varış noktasına ulaşmayı bekleyin ve eve dönmeden önce paranızın büyük kısmını bitirmeye bakın. Böylece, yanınızda taşımak zorunda kalmayacaksınız ve parayı alıp satarken en az kayba uğrayacaksınız.
Gezdiğiniz süre zarfında bu özellikle bozuk para konusunda geçerli. Eve geri döndüğünüzde bu bozuk paraları yerel birime çevirmeyi kabul edecek döviz bürosu bulursanız şanslısınız. Bu yüzden bozukluklarınızı yolda harcamaya bakın ya da en azından bir bankaya uğrayıp bunları fişe çevirin, belki bir gün yine kullanabilirsiniz. 

10. Pazarlık yapmaktan çekinmeyin.

Bunu Harrods gibi yerlerde denemenizi öneremeyiz tabii ama Avrupa’da pazarlığın geçerli olduğu bir sürü yer hala var. Sokak dükkanları ve stantları pazarlık yeteneklerinizi sergileyebileceğiniz harika yerler.